Aşırı koruyucu (helikopter ebeveynlik) ya da ihmal edici (ihmalci ebeveynlik) ebeveyn tutumları, çocuğun sağlıklı psikolojik, duygusal ve sosyal gelişimini ciddi şekilde etkileyebilir. Her iki uç davranış da farklı şekillerde olsa da, çocuğun benlik algısı, güven duygusu, öz yeterliliği ve ilişkisel becerileri üzerinde derin izler bırakabilir.
Aşırı koruyucu ebeveynlik, çocuğun hayatındaki tüm riskleri ortadan kaldırmaya çalışan, onun adına kararlar veren, sorumluluk almasına izin vermeyen, kendi deneyimlerini yaşamasına fırsat tanımayan bir tutumdur. Bu tarz bir ebeveynlik anlayışı kısa vadede çocuğun "güvende" kalmasını sağlasa da uzun vadede çeşitli olumsuz sonuçlara yol açabilir:
Çocuklar, kendi kararlarını alma ve bu kararların sonucuyla yüzleşme fırsatı bulamadıklarında, kendilerine olan güvenleri gelişemez. Her zaman bir yetişkinin müdahalesiyle büyüyen çocuk, bağımsız düşünme ve hareket etme konusunda yetersiz kalabilir.
Sürekli olarak ebeveynlerinin rehberliğine ve korumasına ihtiyaç duyan çocuklar, yetişkinlikte de başkalarına bağımlı hale gelebilirler. Kendi başına yaşamını sürdüremeyen bireyler oluşabilir.
Ebeveynin sürekli tehlikelerden bahsetmesi ya da çocuğu potansiyel risklerden korumaya çalışması, çocuğun dünyanın tehlikeli bir yer olduğu izlenimini edinmesine yol açar. Bu da anksiyete, panik atak, sosyal fobi gibi psikolojik bozuklukların gelişimine zemin hazırlayabilir.
Aşırı koruyucu ebeveynler, çocuklarının karşılaştığı her sorunu kendileri çözdükleri için, çocuklar bu becerileri geliştirme fırsatı bulamaz. Bu da ileriki yaşamlarında basit sorunlar karşısında bile çaresiz kalmalarına neden olabilir.
Ergenlik döneminde bireyler bağımsızlıklarını kazanmak isterler. Ancak aşırı koruyucu bir ailede büyüyen çocuk, bu bağımsızlığı elde etmek için daha yoğun çatışmalara girebilir. Bu da aile içi ilişkilerin bozulmasına neden olur.
İhmal edici ebeveynlik ise çocuğun fiziksel, duygusal ya da zihinsel ihtiyaçlarına yeterince karşılık vermeyen bir tutumdur. Bu ebeveynler, çocukla duygusal bağ kurmakta zorlanır ya da çocuğun ihtiyaçlarına ilgisizdir. Bu da çocuk üzerinde kalıcı etkiler bırakabilir:
İhmal edilen çocuklar, başkalarına güvenmeyi öğrenemezler. Bu da hem çocuklukta hem de yetişkinlikte sağlıklı ilişkiler kuramamalarına yol açabilir. Özellikle güvenli bağlanma geliştiremeyen bireyler, terk edilme korkusu, bağlanma kaygısı veya tamamen bağlanmaktan kaçınma gibi durumlarla karşılaşabilir.
İhmal edilen çocuklar kendilerini değersiz, sevilmeyen ve yalnız hissedebilir. Bu duygular, ilerleyen yıllarda depresyon, özgüven düşüklüğü ve intihara eğilim gibi ciddi psikolojik sorunlara zemin hazırlar.
Duygusal desteği ve sınırları olmayan çocuklar, uygun olmayan davranışlarla dikkat çekmeye çalışabilirler. Bu, okul problemleri, saldırganlık, yalan söyleme, çalma gibi davranış bozukluklarına neden olabilir.
Ebeveyn ilgisinin eksikliği, çocuğun okul başarısını da olumsuz etkiler. Rehberlik edilmeyen çocuklar, okul yaşamında zorlanabilir, motivasyonları düşük olabilir ve öğrenmeye karşı isteksizlik gelişebilir.
İhmal edilen çocuklar, boşluklarını doldurmak için dış dünyada zararlı alışkanlıklara yönelme riski taşırlar. Bu çocuklar, sevgi ve aidiyet arayışlarını uyuşturucu, alkol veya diğer zararlı davranışlarla bastırmaya çalışabilir.
Aşırı koruyucu ve ihmal edici ebeveynlik tarzları, iki zıt uçta yer alsa da, çocuğun gelişimi üzerinde benzer derecede yıkıcı etkiler yaratabilir. Sağlıklı bireyler yetiştirebilmek için dengeli, destekleyici, çocuğa sınır koyan ama aynı zamanda onun duygularını ve bireyselliğini tanıyan bir ebeveynlik tarzı benimsenmelidir. Ebeveynlerin farkındalığının artması, hem çocukların hem de toplumun psikolojik sağlığı açısından büyük önem taşır.