Çeşitli şiddet tipleri arasındaki ayrım, onlara yol açan bilinç dışı dürtüler arasındaki ayrımı temel alır.
Carl Jung, kimliğimizin ayrılmaz bir parçası olan, içsel ruhumuzun gizli, bastırılmış yönlerini tanımlamak için ‘gölge’ terimini kullanmıştır.
"Persona" kelimesi, aslında oyuncuların oynadıkları rolleri tasvir etmek için taktıkları tiyatro maskelerini ifade eder. Carl Jung'un ruh modelinde persona, egomuz ve toplum arasında yer alır.
Freud'un psikoseksüel teorisi, kişiliğin farklı erojen bölgeler etrafında şekillenen bir dizi aşamadan geçerek geliştiğini öne sürer. Bu aşamaların her biri -oral, anal, fallik, latent ve genital- çocuğun gelişiminde önemli bir dönemi temsil eder. Freud, bu aşamalarda çözülmemiş çatışmaların yetişkinlikte kişilik sorunlarına yol açabileceğine inanıyordu.
Topluma uyum sağlayamayan bireylerin çocuklukta yaşadığı deneyimler, onların sosyal ilişkiler kurma becerilerini, duygusal gelişimlerini ve kimlik oluşumlarını derinden etkileyebilir. Bu durumun kökeninde genellikle erken dönem yaşantılar, aile yapısı, bağlanma stilleri, travmalar ve çevresel faktörler yer alır.
İnsanın bilgiye olan arzusu, tarih boyunca onu mağaralardan çıkarıp yıldızlara ulaşmaya sevk eden temel güçlerden biri olmuştur. Bu arzu, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde gelişimin motorudur. Ancak bu arzu, tıpkı bir çift taraflı kılıç gibi, hem özgürleştirici hem de yıkıcı potansiyel taşır. Bu ikilik, özellikle felsefi, psikolojik ve edebi metinlerde sıkça işlenmiştir. “Daha fazlasını bilmek” arzusu, kişiyi gerçekten özgürleştirir mi, yoksa onu bir uçuruma mı sürükler?
Erik Rodgers’ın yazıp yönettiği Johnny 316, düşük bütçeli, bağımsız bir film olarak dikkat çeker. Başrollerde Vincent Gallo’nun canlandırdığı “Johnny” karakteri, modern bir şehirde İsa Mesih’i andıran bir figür olarak karşımıza çıkar. Film, bariz dini sembollerle örülmüş olsa da, bu yüzeyin altında derin bir psikolojik tematik yapı gizlidir: yabancılaşma, aidiyet arayışı, narsistik kırılma, delilik ve varoluşsal yalnızlık.
Aşırı koruyucu (helikopter ebeveynlik) ya da ihmal edici (ihmalci ebeveynlik) ebeveyn tutumları, çocuğun sağlıklı psikolojik, duygusal ve sosyal gelişimini ciddi şekilde etkileyebilir. Her iki uç davranış da farklı şekillerde olsa da, çocuğun benlik algısı, güven duygusu, öz yeterliliği ve ilişkisel becerileri üzerinde derin izler bırakabilir.
Kişiliğimizin temelleri ne zaman atılır? Neden bazı insanlar sürekli onay ararken bazıları başkalarına liderlik etmeye yönelir? Psikolojinin önemli isimlerinden Alfred Adler’e göre bu soruların cevapları çocukluk yıllarında saklıdır. Adler, bireyin yaşadığı eksiklik duygularının ve bu eksiklikleri telafi etme çabasının kişiliğin şekillenmesinde çok büyük bir rol oynadığını savunur.
Freud’un "Kitle Psikolojisi" teorisi, toplumsal yapıları anlamak için önemli bir referans kaynağı sunmaktadır. Freud, bu teorisini ilk olarak 1921’de yayımladığı “Kitle Psikolojisi ve Aynı Zamanda Genel Psikanaliz” adlı eserinde geliştirir. Bu teori, bireylerin toplumsal kitlelerle etkileşimlerinin psikolojik boyutlarını inceleyen bir perspektif sunar. Freud’a göre, bir grup insan bir araya geldiğinde, bireysel bilinçaltı süreçleri topluca işler ve bu da kitlenin toplumsal davranışlarını belirler. Ancak bu görüş, sadece 20. yüzyılın başlarındaki toplumsal yapılarla ilgili değil, günümüz toplumlarıyla da derin ilişkiler kurmakta ve yeni medya ortamlarının etkisiyle farklı bir boyut kazanmıştır.
Fromm’a göre yıkıcılık, hem içgüdüsel hem de sonradan gelişen bir davranış olarak görülebilir, ancak onun insan doğasına dair en belirgin görüşlerinden biri, yıkıcılığın sadece doğuştan gelen bir eğilim değil, büyük ölçüde toplumsal ve psikolojik faktörlerin şekillendirdiği bir davranış olduğudur. Erich Fromm, yıkıcılığın yalnızca biyolojik bir dürtüden kaynaklanmadığını, aynı zamanda insanın toplumla olan etkileşimlerinden ve varoluşsal kaygılarından doğduğunu öne sürer.
Darren Aronofsky’nin 2010 yapımı filmi Black Swan (Kara Kuğu), sadece görsel olarak etkileyici bir psikolojik gerilim değil, aynı zamanda insan ruhunun karanlık yanlarına dair derinlemesine bir incelemedir.